
%1 Daha İyi
Bugünümüz dünümüzden iyi olsun
Atomik Alışkanlıklar kitabını uzun zamandır merak ediyor ve okumak istiyordum çünkü alışkanlık kazanma, istikrarlı olma, rutin oluşturma gibi konularla yıllardır uğraşıyorum. Kendimi bildim bileli bu konu hakkında araştırmalar, okumalar, kendi üzerimde deneyler yapıyorum. Hatta dört beş yıl önce bloğumda “irade terbiyesi” adını koyduğum projemi hafta hafta güncellediğim yazılar yazıyordum. Hayatımın projesiydi bu. Anlık zevklerin, sonsuz dikkat dağıtıcıların her an her yerde olduğu günümüzde en büyük dertlerimden biri “bir düzen oturtamamak”tı. Sosyal medyada fazlaca geçirdiğim vakit, sürekli oturduğum hareketsiz bir yaşam tarzı, okumak istediğim, öğrenmek istediğim onca şeye rağmen irademi bir türlü bunları yapmaya ikna edemeyişim ve değiştirmek istediğim birtakım alışkanlıklarım vardı. Şimdi yok mu? Oraya birazdan geleceğim.
Atomik Alışkanlıklar kitabı şununla başlıyor: her gün bir önceki günden %1 daha iyisini yaparsanız gelişiminiz üssel olacaktır. Üssel ne demek? Yani üslü sayı hesabı, biriken ve sonucunu ilerleyen zamanlarda fazla fazla aldığımız bir deneyimden bahsediyoruz.
Matematikle ifade edecek olursak,
Her gün, bir önceki günden %1 daha iyi olduğunuzda bir yılın sonunda 1.01365 = 37.78, yani başlangıçtaki noktanızdan 37.78 kat daha iyi bir yere varıyorsunuz demek oluyor.
Bu noktada çok önemli bir konu, gelişimin başlarda aşikar olmaması. Ki başlayıp başlayıp pes ettiğimiz bu nokta, yazarın deyişiyle “hayal kırıklığı vadisi”, önümüzdeki potansiyel gelişimin farkına varamadığımız yer. Biz yeni bir alışkanlığı hayatımıza kattığımızda onun sonuçlarını tıkır tıkır almaya başlayacağımızı, gelişimin doğrudan olacağını sanıyoruz. Ama gelişimin doğası biraz daha farklı.

Tam bu noktada geçmişteki teşebbüslerim, uğraşlarım geliyor aklıma. Bir hafta, iki hafta, hatta bir ay sürdürebildiğim ama o hayal kırıklığı vadisinde sanki hiçbir şey değişmiyormuş gibi hissettiğim ve devam etmeye dair motivasyonumun kalmadığı pes edişlerim. Tekrar ve tekrar aynı döngüye girdiğim zamanlar… Ve şu an o hayal kırıklığı vadisini aşabildiğim diğer örnekler. Kazanabildiğim alışkanlıklar ve yeni bir alışkanlık oluşturmaya çalışırken eskisi kadar zorlanmadığımın farkındalığı. Kitabı okurken deneye yanıla vardığım sonuçlarla karşılaşmak beni mutlu etti. Hatta biraz gaza gelip yeni alışkanlıkları da hayatıma katmaya dair bir teşebbüste bulunmuş da olabilirim, bu yazı bülteni gibi. Alışkanlık oluşturma ve sürdürme konularının beni eskisi kadar zorlamadığını fark etmek bana böyle bir yazı serisiyle deneyimlerimi, okumalarımı ve kazanımlarımı insan psikolojisine dair bilgilerle de destekleyerek paylaşma isteği kazandırdı. Tabii ki hâlâ zorlandığım noktalar yok değil mi, var. Özellikle arkasında psikolojik savunma mekanizmalarımın tıkır tıkır işlediği bazı konularda ertelediğim işler, yalpalamalar var. Ama bu mekanizmaları da konuşalım istiyorum. Bu haftalık yazı serisinde hayatımızı nasıl daha iyi yaşayabileceğimizi, bunun yollarını, önümüzdeki engelleri, bu engellerin üstesinden nasıl gelebileceğimizi konuşacağız. Bu süreçte siz de okuduklarınızı uygulamaya koyarak burayı daha yaşantısal bir deneyime dönüştürebilirsiniz.
Zamanımız kıymetli, bugünü dünden iyi yapmak da bizim elimizde. Neden denemeyelim? Zor olduğunu biliyorum ama bu yoldaki zorlukları konuşmanın işleri kolaylaştıracağına inanıyorum. Hadi bakalım, kolları sıvayalım. Haftaya kadar hayatımızda neleri geliştirebileceğimizi düşünelim. Önümüzdeki yazının da konusu bu olsun. Neyi değiştirmeyi neden istiyoruz?